Connect with us

GÜNDEM

Tatar, Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu’nda konuştu

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “‘Hayır’ diyen Rum tarafını mükafatlandırıp onları tek başına Avrupa Birliği’ne aldılar. Şu anda Avrupa Birliği oyunlarıyla bizlere ya Avrupa’ya federal çap altında gireceksiniz ya da izolasyon, tecrit ve bütün ambargolar devam edecek ve siz yok olup gideceksiniz. Öyle sanıyorlar ama yanılıyorlar.” dedi.

AK Parti Genel Başkanvekili ve TDT Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım’ın himayelerinde, Türk Devletler Teşkilatının Aksakallılar Konseyi ile Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı ve Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu programı düzenlendi.

Üniversitenin Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi Türkistan Salonu’ndaki programın açılışında konuşan Tatar, sempozyumda bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Asıllarının, özlerinin, gönüllerinin, tarihlerinin bir olduğunu ve gelecekte de bir olmak için mücadele verdiklerini bildiren Tatar, “Çünkü belki savrulmuş, serpilmiş ve adaletsizliklerle karşı karşıya gelmiş ama hepsinin ardından gelebilen birlik ve beraberlik içerisinde direnebilen, o gönül bağlarıyla gönül coğrafyamızdaki ve düşler, bizi yıllar sonra bir araya getirebilmiş ve bunun gücüyle şu anda haykırıyoruz.” dedi.

Tatar, Kıbrıs’ta çok acılar çektiklerini, göçler yaşadıklarını ve soykırımlardan geçtiklerini anlatarak, şunları dile getirdi:

“3,5 asır, 350 yıl Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde olan, tapusu Türk milletinde olan Kıbrıs Adası’nın elbette bizler için çok önemli ve ehemmiyetli, Atatürk’ün de dediği gibi ‘Mühim’ olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Mühim bir ada çünkü Türkiye’nin 40 mil uzaklığında ve biz iddia ediyoruz ki kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkı sizlerin en yüreğindeki temsilciniz Türk Devletidir. Toprağıyla, halkıyla, demokrasisiyle, yaşamıyla, sınırlarıyla ve Türkiye Cumhuriyetinin resmi olarak tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Mavi Vatan’da da hakları vardır. Mavi Vatan bizler için çok değerli bir vatandır.

Çünkü günümüzde artık vatan dendiğinde sadece toprak değil, aynı zamanda denizlerdeki hakkımız, hukukumuz, denizin dibindeki hidrokarbon ve enerji potansiyeli ve kaynakları ve göklerde, hava sahasında o coğrafyadaki hakkımızı, hukukumuzu ve irademizi temsil eden milli hassasiyetlerimizdir. O yüzden Kıbrıs dendiğinde güneyde küçük bir ada olarak kimse bunu görmesin. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk dünyası ile oradaki bizler serhat bekçileri, mücahitler ve şehitler diyarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, Mavi Vatan’da, göklerde hava sahasında bütün bu haklarımızla birleştiğimizde o zaman işte bu zaman gönül coğrafyası çok daha anlamlı, milli, kutsal ve hepimiz için çok önemli bir potansiyel arz etmektedir.”

Kıbrıs’taki mücadelelerinin esas itibarıyla egemenlik ve devlet meselesi olduğuna dikkati çeken Tatar, “Çünkü yıllar itibarıyla İngiliz sömürge yönetiminde maalesef 1923 Lozan Anlaşmasıyla egemenliği devredilen Kıbrıs’ta, Rum ve Yunan ikilisinin bazı müttefikleriyle Kıbrıs’taki Türk halkını yok etmek ve Kıbrıs Adası’nı Rum ve Yunan Adası yapmak için yaptıkları tüm hukuksuzlukların ve saldırılan ne kadar gayrimeşru olduğunu hep birlikte haykırdık.” diye konuştu.

Tatar, kendi yönetmekte olduğu siyasetin bir bakıma 1960 anlaşmalarından kaynaklanan “müktesep hak” dedikleri egemenlik haklarının bir tezahürü olduğunu söyledi.

Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti ile yıllardır yürüttükleri politikada ortaya koydukları iyi niyetlerin boşa çıkmasını seyrettiklerini belirten Tatar, “Türk dünyası da eminim bütün bu gelişmeleri izlemiştir. Çünkü oynanan oyun büyük bir uluslararası tezgahtır. O tezgah bizi federal bir anlaşmanın içine hapsetmek ve orada Kıbrıs Türk halkını şehitleriyle, geçmişiyle, kaderiyle, her türlü ödediği bedellerle bizi bir azınlık statüsünde oraya hapsetmektir.” İfadelerini kullandı.

Tatar, verilen vaatlerin tutulmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“‘Hayır’ diyen Rum tarafını mükafatlandırıp onları tek başına Avrupa Birliği’ne aldılar. Şu anda Avrupa Birliği oyunlarıyla bizlere ya Avrupa’ya federal çap altında gireceksiniz ya da izolasyon, tecrit ve bütün ambargolar devam edecek ve siz yok olup gideceksiniz. Öyle sanıyorlar ama yanılıyorlar. Çünkü bizim arkamızda sizler varsınız, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devletler Teşkilatı var. O yüzden bizler için çok kıymetlisiniz. Mazlum bir halk olan Kıbrıs Türk halkının çektiği acılar ve soykırımlar bizleri yok etmek için yapılanlar karşısında bu birlik, beraberlik, milliyetçilik ve gönül birliği bizlerin gücüdür. Çünkü biz Doğu Akdeniz’de sizlerin temsilcisiyiz. Doğu Akdeniz denildiğinde ticaret yollarıdır, enerji koridorudur, oradaki Mavi Vatan’dır. Bütün bunların toplamında orada büyük bir vatan parçası vardır ve bu vatan parçası bütün Türklük dünyasının oradaki uzantısıdır.”

Advertisement

GÜNDEM

Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.

Komisyon başkanı Fuat Oktay burada basına yaptığı açıklamada, komisyon olarak Kapalı Maraş’ı ziyaret ettiklerini, ancak artık bölgenin yarı açık Maraş olduğunu ifade etti.

Oktay, Maraş’ın döneminde Dünyanın incisi bir şehir olduğunu, 1974 sonrası çözüm düşüncesiyle, iyi niyetle KKTC tarafından kapalı tutulduğunu ama fareler veya korku şehri haline geldiğini kaydetti.

Buranın kapalı kalmasının kimsenin faydasına olmadığını, o yüzden Türkiye Cumhuriyeti olarak vatandaşların hizmetine açılmasına destek verdiklerini ifade eden Oktay, devamı gelirse yine Türkiye olarak yine destek olacaklarını söyledi.

Maraş’ın Vakıf malı olduğunu, ancak bir şekilde işgal hareketi yaşandığını ifade eden Oktay, KKTC’nin bunu bilmesine rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden uzlaşıyla çözüm aradığını anlattı.

Oktay, “Arzumuz buranın bir an önce barışın simgesi olması ve eskisi gibi canlı bir şehre dönüşmesidir” dedi.

Şehir açılınca sadece KKTC vatandaşları değil turistlerin de geldiğine gezdiğine işaret eden Oktay, bu çalışmalara ısrarla devam edilmesini istediklerini söyledi.

Oktay, yürüyüş yapan ve bisiklet süren vatandaşlar ve turistlerle de sohbet etti.

Continue Reading

GÜNDEM

Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi

Published

on

 Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, düzensiz göç ile mücadelede düzensiz göçmenlerin geldiği ülkelerle işbirliğinin artırılmasını ve iltica hakkı bulunmayanların ülkelerine gönderilmesini talep etti.

Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta’nın başkenti Valetta’da açıklamalarda bulunan Miçotakis, bu yıl yaşanan sel ve yangın felaketlerinde Yunanistan’a yardım ulaştıran ülkelere teşekkür etti.

Miçotakis, bu felaketlerin temel nedeni olarak işaret ettiği iklim krizi için “Akdeniz’i diğer bölgelere göre çok daha fazla yoğun şekilde etkiliyor. Bu sadece bir endişe nedeni olmamalı, bir an evvel harekete geçmemiz için de bir neden olmalı.” diye konuştu.

İklim krizine karşı uzun vadeli tedbirlerin yanı sıra, kısa vadede de tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Miçotakis, AB’nin afetler için ayırdığı bütçenin de yetersiz olduğunu kaydetti.

-AB’ye göçte yasal yollar

Miçotakis, düzensiz göç konusunda İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hemfikir olduğunu belirterek “Günün sonunda, AB’ye kimin geleceğini kendi şartlarımızla belirleme ihtiyacımızı ortaya koyduk. Bugün Avrupa’ya kimin gireceğine insan kaçakçıları karar veriyor. Bu değişmeli.” dedi.

Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya geçiş yaptığı ülkelerle daha çok işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Miçotakis, “Geri göndermelere odaklanmalıyız ve iltica hakkı olmayan insanların kendi ülkelerine dönmesini sağlamalıyız.” diye konuştu.

Miçotakis yasal göç yollarına odaklanılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sınırlarımızın korunmasına ağırlık verirken buna karşılık insanlara AB’ye gelip ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmaları için fırsatlar da sunmalıyız. Ancak bizim şartlarımızla ve güvenli şekilde olmalı.”

Savunma veya yeşil enerji gibi konularda stratejik olarak bağımsızlığın sağlanabilmesi için AB olarak daha çok yatırım yapılmasını isteyen Miçotakis birlik içinde uygulanan mali kısıtlamaların bu yatırımlara engel teşkil ettiğini bildirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti

Published

on

 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a çıkardı.

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü revize etti.

Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B” olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise “politika değişikliği” nedeniyle “negatif”ten “durağan”a çevrildiği bildirildi.

Açıklamada, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve doları düşürme amacıyla politika faizini haziran ayından bu yana 21,5 puan artırarak yüzde 30’a yükselttiği, mali bozulmanın dengelenmesi için bazı dolaylı vergileri uygulamaya koyduğu anımsatıldı.

Yenilenen siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2026’ya kadar yeni ekibin Türkiye ekonomisini dış borçla finanse edilen tüketimden uzaklaştırarak daha dengeli dış ve mali hesaplara, daha kabul edilebilir enflasyon seviyelerine doğru yeniden dengeleyebileceğine inanıldığı belirtilen açıklamada, “durağan” kredi notu görünümünün ortodoks para politikalarının yeniden uygulanmasından dolayı Türkiye’nin kredi itibarına yönelik dengeli riskleri yansıttığı kaydedildi.

Açıklamada, para ve maliye politikalarının etkinliği ve bağımsızlığının artarken, Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle de TCMB’nin net döviz rezervlerinin güçlenmesi halinde görünümün pozitife çevrilebileceği aktarıldı.

Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerine de yer verilen açıklamada, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Continue Reading
Advertisement

Facebook