GÜNDEM
Pazartesi 3 okulda eylem var!

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) ve KKTC Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, aylardır okullardaki hademe sorununu görüşmek için talep ettikleri randevulara yanıt alamadıklarını söyleyerek, “Taleplerimizi geri çekiyoruz. Tehditler savuran şirketleri hademelerin üzerinden çekmezlerse pazartesi Lefkoşa’da 3 pilot okulda eylem ve grev başlatacağız ve ülke geneline yayacağız” dedi.
Serdaroğlu, imzalanan mali protokolde emeğin sendikalaşmasının önüne geçecek maddelerin ön planda tutulmasını sordukları zaman “ Türkiye’deki iktidar böyle istiyor” cevabı aldıklarına işaret ederek, “Türkiye’de sendikalaşma her gün artarken burada sendikalaşmanın önüne geçme arzusunda olacaklarına ihtimal vermiyorum” yorumunda bulundu.
Ahmet Serdaroğlu, Hür-İş ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile birlikte Kamu-İş merkez binası toplantı salonunda basın açıklaması yaptı.
Serdaroğlu, uzun zamandır pandeminin de etkisiyle yaşanan ekonomik sıkıntılarla boğuştuklarını ifade ederek, istikrarsız hükümetler çalışma yaşamının ileri taşınmasına engel olduğunu belirtti. Hoşlanmamalarına ve öncesinde her türlü uzlaşı yolunu denemelerine rağmen sık sık sokaklara dökülmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Serdaroğlu, “Uzlaşı öncelikli hedefimiz ancak karşımızda diyalogdan uzak, ben yaptım olur mantığıyla hareket edenler var” dedi.
Ahmet Serdaroğlu, sendikaların ülkelerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayarak, son dönemde hükümetlerin sendikaların demokrasinin sembolü olarak göstermelik tuttuğunu söyledi. Serdaroğlu, imzalanan mali protokolde emeğe yönelik, sendikalaşmanın önüne geçecek maddelerin ön planda tutulduğunu, görüşmeye gittikleri zaman da “Türkiye’deki iktidar böyle istiyor” cevabı aldıklarını anlatarak, “Türkiye’de sendikalaşma her gün artarken burada sendikalaşmanın önüne geçme arzusunda olacaklarına ihtimal vermiyorum” ifadelerini kullandı.
Serdaroğlu, hükümetin sermayeyle işbirliği içinde, 0 vergi veren dünyanın en zenginleri sıralamasında yer alan şirketleri vergi sistemine dahil etmek yerine, işçinin bayramlığına ve asgari ücretlinin gelirine el uzatmasını insani bulmadığını belirtti.
Hademe konusu
74 gün önce demokrasiye vurulan darbeyle eylem çadırı kurduklarını ve Eğitim Bakanlığıyla hademeler konusunda diyalog arayışına girdiklerini hatırlatan Serdaroğlu, Eğitim Bakanlığının yasal hakkı olmamasına rağmen sorunu şirketle çözeceğini, kamuda yetkili sendika olarak Kamu-İş’i muhattap almadığını söyledi.
Serdaroğlu, hademelerin okulların açılacak olması nedeniyle çalışmaya başlamasına izin verdiklerini ancak okulların açılmasıyla şirketlerin çeteleşmiş şekilde hademeleri tehdit ettiğini anlattı. Aylardır yetkililerden sözlü ve yazılı randevu talep edip cevap alamadıklarını ancak artık randevu taleplerini da geri çektiklerini ifade eden Serdaroğlu, hademelerin üzerinden şirketleri çekmezlerse pazartesinden itibaren eylem ve greve başlayacaklarını kaydetti.
Serdaroğlu, pazartesi Lefkoşa’da seçecekleri 3 pilot okulla grev ve eylemlere başlayacaklarını ve ülke geneline yayacaklarını belirtti.
Atalay
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, siyasilerin görevinin sorunlara çözüm bulmak olduğunu vurgulayarak, kendilerinin de sorunları müzakere ve mücadeleyle çözüm aradığını söyledi.
Kamu-İş’in yaşadığı sorunlardan haberdar olduklarını ancak ayarlayıp KKTC’ye gelmelerinin uzun sürdüğünü kaydeden Atalay, “Ne yapabilirizi konuşmaya geldik” dedi.
Türk-İş’in 70 yıllık tarihçesiyle ilgili bilgiler vererek, “Pınar akıyorsa, bir bardak su bulmak kolay. Zor olan çölde su bulmak” diyen
Atalay, 100 yılın sorunu olan pandeminin ardından savaşın başlamasıyla zor bir dönemden geçildiğini ifade ederek, “tüm dünyada sorunların bedelini işsizler, işçiler ödüyor” şeklinde devam etti.
Dünyanın her yerinde parası olanın hakim/hakem olduğunu, dünyanın hiçbir yerinde örgütlenme çağrısı yapılmadığını söyleyen Atalay, “Örgütlenme ne zaman yayılır çark terse döner o zaman rahat ederiz” dedi.
“Vatan yoksa hiçbirşey yok bu nedenle biz el ele birbirimize güç vermeye yolu birlikte yürümeye geldik” diyerek, Kıbrıs sorununa da değinen Atalay, kısa süre önce Rum işverenin bir toplantıda ‘işgal altında olduklarını’ söylediğini anlattı.
Atalay, hükümetlerin örgütlenmeden rahatsız olmaması gerektiğini, doğru yolun önce adaletten sonra merhametten geçtiğini vurguladı.
GÜNDEM
Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”

Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.
Komisyon başkanı Fuat Oktay burada basına yaptığı açıklamada, komisyon olarak Kapalı Maraş’ı ziyaret ettiklerini, ancak artık bölgenin yarı açık Maraş olduğunu ifade etti.
Oktay, Maraş’ın döneminde Dünyanın incisi bir şehir olduğunu, 1974 sonrası çözüm düşüncesiyle, iyi niyetle KKTC tarafından kapalı tutulduğunu ama fareler veya korku şehri haline geldiğini kaydetti.
Maraş’ın Vakıf malı olduğunu, ancak bir şekilde işgal hareketi yaşandığını ifade eden Oktay, KKTC’nin bunu bilmesine rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden uzlaşıyla çözüm aradığını anlattı.
Oktay, “Arzumuz buranın bir an önce barışın simgesi olması ve eskisi gibi canlı bir şehre dönüşmesidir” dedi.
Şehir açılınca sadece KKTC vatandaşları değil turistlerin de geldiğine gezdiğine işaret eden Oktay, bu çalışmalara ısrarla devam edilmesini istediklerini söyledi.
Oktay, yürüyüş yapan ve bisiklet süren vatandaşlar ve turistlerle de sohbet etti.
GÜNDEM
Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, düzensiz göç ile mücadelede düzensiz göçmenlerin geldiği ülkelerle işbirliğinin artırılmasını ve iltica hakkı bulunmayanların ülkelerine gönderilmesini talep etti.
Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta’nın başkenti Valetta’da açıklamalarda bulunan Miçotakis, bu yıl yaşanan sel ve yangın felaketlerinde Yunanistan’a yardım ulaştıran ülkelere teşekkür etti.
Miçotakis, bu felaketlerin temel nedeni olarak işaret ettiği iklim krizi için “Akdeniz’i diğer bölgelere göre çok daha fazla yoğun şekilde etkiliyor. Bu sadece bir endişe nedeni olmamalı, bir an evvel harekete geçmemiz için de bir neden olmalı.” diye konuştu.
İklim krizine karşı uzun vadeli tedbirlerin yanı sıra, kısa vadede de tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Miçotakis, AB’nin afetler için ayırdığı bütçenin de yetersiz olduğunu kaydetti.
Miçotakis, düzensiz göç konusunda İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hemfikir olduğunu belirterek “Günün sonunda, AB’ye kimin geleceğini kendi şartlarımızla belirleme ihtiyacımızı ortaya koyduk. Bugün Avrupa’ya kimin gireceğine insan kaçakçıları karar veriyor. Bu değişmeli.” dedi.
Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya geçiş yaptığı ülkelerle daha çok işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Miçotakis, “Geri göndermelere odaklanmalıyız ve iltica hakkı olmayan insanların kendi ülkelerine dönmesini sağlamalıyız.” diye konuştu.
Miçotakis yasal göç yollarına odaklanılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sınırlarımızın korunmasına ağırlık verirken buna karşılık insanlara AB’ye gelip ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmaları için fırsatlar da sunmalıyız. Ancak bizim şartlarımızla ve güvenli şekilde olmalı.”
Savunma veya yeşil enerji gibi konularda stratejik olarak bağımsızlığın sağlanabilmesi için AB olarak daha çok yatırım yapılmasını isteyen Miçotakis birlik içinde uygulanan mali kısıtlamaların bu yatırımlara engel teşkil ettiğini bildirdi.
GÜNDEM
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a çıkardı.
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü revize etti.
Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B” olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise “politika değişikliği” nedeniyle “negatif”ten “durağan”a çevrildiği bildirildi.
Yenilenen siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2026’ya kadar yeni ekibin Türkiye ekonomisini dış borçla finanse edilen tüketimden uzaklaştırarak daha dengeli dış ve mali hesaplara, daha kabul edilebilir enflasyon seviyelerine doğru yeniden dengeleyebileceğine inanıldığı belirtilen açıklamada, “durağan” kredi notu görünümünün ortodoks para politikalarının yeniden uygulanmasından dolayı Türkiye’nin kredi itibarına yönelik dengeli riskleri yansıttığı kaydedildi.
Açıklamada, para ve maliye politikalarının etkinliği ve bağımsızlığının artarken, Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle de TCMB’nin net döviz rezervlerinin güçlenmesi halinde görünümün pozitife çevrilebileceği aktarıldı.
Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerine de yer verilen açıklamada, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
-
GÜNDEM19 saat ago
Lefkoşa’da çöpte çok sayıda ilaç
-
GÜNDEM19 saat ago
Yağmurlu hava geliyor
-
GÜNDEM19 saat ago
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti
-
GÜNDEM19 saat ago
Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi
-
GÜNDEM19 saat ago
Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”