Connect with us

GÜNDEM

“Kıb-Tek’te kurulu düzene çomak soktum”

Published

on

Başbakan Ünal Üstel, Kıb-Tek’e pahalı yakıt satılmasına yönelik “Çete var”, “İhale mafyası var” yorumlarını onayladı ve “Ben bu düzene çomak soktum. Yüreğim bugüne kadar yapılanları kaldırmadı” diye konuştu Başbakan Ünal Üstel, dün sabah bir grup gazeteci ile kahvaltıda bir araya geldi, kamuoyunda çok konuşulan bazı konuları anlatma fırsatı buldu. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda (Kıb-Tek) geçen dönem yaşanan sıkıntıları anlatan Üstel, hem özeleştiri yaptı hem de sorunların çözümü için çalıştıklarını vurguladı. Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun Kıb-Tek ile ilgili olarak yaptığı incelemeyi tamamladığını aktaran Üstel, Sayıştay raporunu beklediklerini söyledi.
Üstel, Sayıştay’ın da raporunu hızlı şekilde tamamlamasını talep ettiklerini kaydetti. Kıb-Tek’e pahalı yakıt satılmasına yönelik “Çete var”, “İhale mafyası var” yorumlarını onaylayan Üstel, ihaleye katılan şirketlerin hissedarlarının incelenmesini istedi ve “Pahalı yakıt getiren şirketin de ucuz yakıt getiren şirketin de hissedarları aynı” dedi.
Başbakan Ünal Üstel, yakıt ihalesine gelene kadar yaşanan süreçte, Kıb- Tek etrafında şekillenen çıkar çetelerinin engelleri ile karşılaştıklarını söyledi. Ülkede yakıt sıkıntısı nedeniyle elektrik kesintilerinin yaşandığı döneme değinen Başbakan Üstel, eski Maliye Bakanı Sunat Atun’un, Hac için ülkeden ayrılığı günlerde büyük bir krizle karşı karşıya kalındığını ve elektriksiz kalmamak için pahalı yakıt almak zorunda kaldıklarını ifade etti.
İhale süreci tamamlanana kadar geçen süreçte, özellikle eski Bakan Sunat Atun’a gönderme yapan Üstel, “ Yeni Başbakan olduğum gün, sayın bakan telefonlarını kapatıp yurt dışına gitti. Giderken de pahalı alım yapılmasından başka çaremiz olmadığını söyledi” dedi. Yakıt krizinin yaşanmasına sebep veren firmalarla, pahalı yakıt sağlayan firmaların kimlere ait olduğunu incelediğinde karşılaştığı tablo karşısında şaşırdığını, zira bu firmalarda ortak ilişkilere ve isimlere rastladığını belirten Başbakan Üstel, Teknecik’e ancak 12 bin tonluk gemilerin yanaşabildiğini, Akdeniz çanağında 12 bin tonluk gemilere kimin sahip olduğunun da bilindiğini aktardı. 70 dolara elden ihale vermek zorunda olduklarını, gemi bulamadıklarını, 12 bin tonluk gemi bulmanın zorluğunu yaşadıklarını anlatan Başbakan, “Kurulan bir düzen var. Gemi belli, kaptan belli, yakıt yeri belli. Ben bu düzene çomak soktum. Yüreğim bugüne kadar yapılanları kaldırmadı. Sunat beyle yollarımızı ayırmamın nedeni de bu süreçteki günlerde ortaya bir çaba koymaması” ifadesini kullandı.
Açık eksiltme yöntemi ile ihalenin de kendi fikri olduğunu, siyasi bir risk alarak bunu talep ettiğini söyleyen Üstel, ihale sürecinin tamamlanması ile birlikte Sayıştay ve Başbakanlık Denetleme Kurulu raporlarına göre gerekli yasal süreci başlayacağını ve hesap soracağını vurguladı. “Kıb-Tek’e 75 dolara doğrudan satın alınan akaryakıt için şimdi 45 dolara teklif atıldı, bu farkın bedelini kim ödeyecek?” sorusuna Üstel, ihalesiz alımların mecburiyetten yapıldığını söyledi. Üstel, bu alım yapılmasa ülkenin elektriksiz kalacağını iddia etti. Yakıtı pahalı ya da normal getiren farklı şirketteki hissedarların isimlerinin aynı olduğunu, bunu fark ettiğini de söyleyen Üstel, “ihale yasası”nın da mutlaka değişmesi gerektiğini anlattı. Ülkeye pahalı yakıt alınması için Teknecik’e gelen yakıt dolu geminin Marmara’da iki gün bekletildiğini anlattı.
Üstel, “Gemi kaptanı bir yerlerden telkin aldı. Yakıt yüklü gemiyi KKTC’ye getirirken, bir anda Marmara denizine demir attı, cep telefonlarını da kapattı. Geminin ülkemize yanaşmadığını fark edince derhal Türkiye yetkilileri ile irtibata geçtik, yardım istedik. Sahil Güvenlik ekipleri Marmara denizinde bu gemiyi buldu. Kaptanla konuşuldu. Kaptan “Kıbrıs’a gitmem” diye diretti. Geminin sahibi olan şirket kaptanı değişti ve geminin ancak bundan sonra 48 saat içinde Teknecik’e yanaştı” dedi. Üstel, tüm bu ilişkilerin sorgulanması gerektiğini vurguladı. Yakıt anlamında kurulu bir düzen olduğunu savunan Üstel, kurumu Başbakanlığa bağladığını, Maliye Bakanlığı’nda da görev değişikliğine gidildiğini belirtti. Başbakan Ünal Üstel, şu anda önceliğinin Kıb- TEK’in enerji üretim sistemlerinin tamamen değişmesi gerektiğini söyledi. Buhar tribünlerinin işlevlerini yitirdiğini, var olan jeneratörlerin yüzde 50 kapasite ile çalıştığını söyleyen Başbakan, şu anda hızlı bir çalıştay yaparak önceliklerini belirleyeceğini ve yatırım için harekete geçileceğini söyledi. Bu şartlarda en ucuz üretimin AKSA tarafından yapıldığını söyleyen Başbakan, “AKSA, hem Rum tarafından hem de Kıb- TEK’ten daha ucuza üretim yapıyor. AKSA’nın sattığı elektrik, Kıb-Tek’in maliyetinin neredeyse yarısı. Gelinen durum budur” dedi. Üstel, nihai hedefin Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi olduğunu, bu niyetini Türkiye yetkilileri ile de paylaşacağını anlattı. Üstel, “Elbette kablo ile elektrik gelince kurulu enerji üretim gücümüzü kapatmayacağız. İhtiyat olarak üretim sistemlerimiz hazır olarak duracak” ifadesini kullandı. “2025’te fuel-oil kalkıyor” diyen Üstel, yeni tedbirler alınmadığından söz etti, Türkiye’den kabloyla elektrik dahil formülleri ortaya koymak gerektiğini belirtti. “5 ayda 5 yönetim kurulu başkanı değiştiniz, normal mi” sorusuna, “çalışmayan gidecek, hepimizin hatası da olabilir ancak ülkede bir enerji yasası dahi yok” diyen Üstel, sütten ağızları yandığını, yoğurdu üfleyerek yediklerini söyledi.
Advertisement

GÜNDEM

Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.

Komisyon başkanı Fuat Oktay burada basına yaptığı açıklamada, komisyon olarak Kapalı Maraş’ı ziyaret ettiklerini, ancak artık bölgenin yarı açık Maraş olduğunu ifade etti.

Oktay, Maraş’ın döneminde Dünyanın incisi bir şehir olduğunu, 1974 sonrası çözüm düşüncesiyle, iyi niyetle KKTC tarafından kapalı tutulduğunu ama fareler veya korku şehri haline geldiğini kaydetti.

Buranın kapalı kalmasının kimsenin faydasına olmadığını, o yüzden Türkiye Cumhuriyeti olarak vatandaşların hizmetine açılmasına destek verdiklerini ifade eden Oktay, devamı gelirse yine Türkiye olarak yine destek olacaklarını söyledi.

Maraş’ın Vakıf malı olduğunu, ancak bir şekilde işgal hareketi yaşandığını ifade eden Oktay, KKTC’nin bunu bilmesine rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden uzlaşıyla çözüm aradığını anlattı.

Oktay, “Arzumuz buranın bir an önce barışın simgesi olması ve eskisi gibi canlı bir şehre dönüşmesidir” dedi.

Şehir açılınca sadece KKTC vatandaşları değil turistlerin de geldiğine gezdiğine işaret eden Oktay, bu çalışmalara ısrarla devam edilmesini istediklerini söyledi.

Oktay, yürüyüş yapan ve bisiklet süren vatandaşlar ve turistlerle de sohbet etti.

Continue Reading

GÜNDEM

Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi

Published

on

 Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, düzensiz göç ile mücadelede düzensiz göçmenlerin geldiği ülkelerle işbirliğinin artırılmasını ve iltica hakkı bulunmayanların ülkelerine gönderilmesini talep etti.

Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta’nın başkenti Valetta’da açıklamalarda bulunan Miçotakis, bu yıl yaşanan sel ve yangın felaketlerinde Yunanistan’a yardım ulaştıran ülkelere teşekkür etti.

Miçotakis, bu felaketlerin temel nedeni olarak işaret ettiği iklim krizi için “Akdeniz’i diğer bölgelere göre çok daha fazla yoğun şekilde etkiliyor. Bu sadece bir endişe nedeni olmamalı, bir an evvel harekete geçmemiz için de bir neden olmalı.” diye konuştu.

İklim krizine karşı uzun vadeli tedbirlerin yanı sıra, kısa vadede de tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Miçotakis, AB’nin afetler için ayırdığı bütçenin de yetersiz olduğunu kaydetti.

-AB’ye göçte yasal yollar

Miçotakis, düzensiz göç konusunda İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hemfikir olduğunu belirterek “Günün sonunda, AB’ye kimin geleceğini kendi şartlarımızla belirleme ihtiyacımızı ortaya koyduk. Bugün Avrupa’ya kimin gireceğine insan kaçakçıları karar veriyor. Bu değişmeli.” dedi.

Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya geçiş yaptığı ülkelerle daha çok işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Miçotakis, “Geri göndermelere odaklanmalıyız ve iltica hakkı olmayan insanların kendi ülkelerine dönmesini sağlamalıyız.” diye konuştu.

Miçotakis yasal göç yollarına odaklanılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sınırlarımızın korunmasına ağırlık verirken buna karşılık insanlara AB’ye gelip ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmaları için fırsatlar da sunmalıyız. Ancak bizim şartlarımızla ve güvenli şekilde olmalı.”

Savunma veya yeşil enerji gibi konularda stratejik olarak bağımsızlığın sağlanabilmesi için AB olarak daha çok yatırım yapılmasını isteyen Miçotakis birlik içinde uygulanan mali kısıtlamaların bu yatırımlara engel teşkil ettiğini bildirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti

Published

on

 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a çıkardı.

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü revize etti.

Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B” olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise “politika değişikliği” nedeniyle “negatif”ten “durağan”a çevrildiği bildirildi.

Açıklamada, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve doları düşürme amacıyla politika faizini haziran ayından bu yana 21,5 puan artırarak yüzde 30’a yükselttiği, mali bozulmanın dengelenmesi için bazı dolaylı vergileri uygulamaya koyduğu anımsatıldı.

Yenilenen siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2026’ya kadar yeni ekibin Türkiye ekonomisini dış borçla finanse edilen tüketimden uzaklaştırarak daha dengeli dış ve mali hesaplara, daha kabul edilebilir enflasyon seviyelerine doğru yeniden dengeleyebileceğine inanıldığı belirtilen açıklamada, “durağan” kredi notu görünümünün ortodoks para politikalarının yeniden uygulanmasından dolayı Türkiye’nin kredi itibarına yönelik dengeli riskleri yansıttığı kaydedildi.

Açıklamada, para ve maliye politikalarının etkinliği ve bağımsızlığının artarken, Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle de TCMB’nin net döviz rezervlerinin güçlenmesi halinde görünümün pozitife çevrilebileceği aktarıldı.

Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerine de yer verilen açıklamada, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Continue Reading
Advertisement

Facebook