DÜNYA
DSÖ yetkilisinden kritik açıklama!

Şimdiye kadar ABD, Avrupa ve Avustralya’nın da aralarında bulunduğu 22 ülke ve bölgede görülen maymun çiçeği virüsü endişe yaratmaya devam ediyor. Küresel vaka sayısı 200’ün üzerine çıkan hastalığa ilişkin bir açıklama yapan DSÖ yetkilisi, Prof. Dr. David Heymann maymun çiçeği virüsünün Avrupa kıtasına birkaç yıl önce sinsice girip yayılmış olabileceğini belirtti. Heymann, yeni vakalardan alınan örneklerin insanlar arasında dolaşırken ortaya çıkmış mutasyonları taşıdığını açıkladı.
Halk sağlığı yetkilileri, İngiltere’de yedi maymun çiçeği vakasını daha doğruladı. Böylelikle ülkede toplam vaka sayısı 78’e çıktı. Genellikle batı ve orta Afrika’da görülen maymun çiçeği hastalığındaki ani artış, en az 20 ülkede kaydedildi, 200’den fazla doğrulanmış vaka tespit edildi. Onlarcası ise soruşturma altında bulunuyor.
Maymun çiçeği virüsünün endemik olduğu bölgelere veya virüsü barındıran ithal hayvanlar ve yapılan seyahatlerle ilgili önceki tüm vakalarla birlikte, hastalık Afrika dışındaki toplulukta ilk kez yayıldı.
En fazla teyit edilen vaka sayısı, sağlık koruma ekiplerinin testi pozitif çıkan kişileri ve onların en yakın temaslarını izole ettiği ve maymun hastalığına karşı çapraz koruyucu olan çiçek hastalığı aşıları sunduğu İngiltere’de bulunuyor. Vakaların önemli bir kısmı ise biseksüel ve gay erkekler arasında tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) küresel sağlığa yönelik bulaşıcı tehditler konusunda uzman grubuna başkanlık eden Prof. Dr. David Heymann, virüsün İngiltere’ye iki veya üç yıl önce girmesinin ve yayılmasının mümkün olduğunu söyledi.
2018 ve 2019 yılları arasında, tümü Nijerya’dan yeni gelen yolcular olmak üzere, İngiltere’de doğrulanmış dört maymun çiçeği vakası görüldü. Benzer seyahat geçmişine sahip üç vaka daha 2021’de geldi.
Heymann, “Varsayımsal olarak, virüs bulaşması, şu anda iletimi artıran popülasyona tesadüfen girdiğinde, bu düşük bulaşma seviyesinden güçlenmiş olabilir” diyerek, bunun herhangi bir sonuca varmadan önce daha fazla araştırılması gereken birçok hipotezden biri olduğunu vurguladı.
İngiltere’nin 2022’deki ilk resmi vakası 4 Mayıs’ta Nijerya’dan gelirken, virüs zaten ülkedeydi. 14 Mayıs’ta Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA) maymun çiçeği görüntülerini yayınladı ve cinsel sağlık kliniklerindeki doktorlar bazı hastalarında hastalığa sahip olabileceğini fark etti. Hastalar yaygın enfeksiyonlar için negatif test ettiler ve maymun çiçeği için pozitif test etmeden önce doktorlar yayılmış gonokok enfeksiyonu adı verilen bir durumdan şüphelendiler.
Belçika’daki Leuven Üniversitesi’nden bir virolog olan Prof. Dr. Marc Van Ranst, “Bu, bir süredir fark edilmeden dolaşan bir virüs olabilir. Hepsinin ortak bir ataları var ve bu ortak ata muhtemelen 2019’a kadar uzanıyor. Virüs insanları enfekte ederken evrimleşmiş olabilir. Kronik enfeksiyonun makul bir senaryo olmadığını biliyoruz. Bu durum, görünüşe göre fark edilmeyen bir bulaşma olayları zinciri olduğu anlamına geliyor” diye konuştu.
Nasıl bulaşıyor?
“Maymun çiçeği”, enfekte biriyle yakın temas halinde bulaşıyor. Virüs, vücuda, deri üzerindeki yara ve çatlaklardan, solunum yoluyla ya da ağız, burun ve gözden giriyor. Virüs, maymun, fare, sincap gibi enfekte hayvanlarla temas ile de bulaşıyor. Kıyafet ya da yataktan da geçmesi mümkün.
Çiçek aşıları etkili
Maymun çiçeği vakalarının başka ülkelere yayılarak küresel salgına dönüşme ihtimali tartışılırken, virüsün ölüm riskine karşı etkili bir aşının olup olmadığı da merak ediliyor.
Konuya ilişkin İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı, maymun çiçeği virüsü için özel bir aşı olmadığını, ancak çiçek hastalığı aşısının bir miktar koruma sağladığını belirterek, ihtiyaç duyulanlara aşının teklif edildiği bilgisini paylaştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verileri de çiçek hastalığını yok etmek için kullanılan aşıların maymun çiçeği virüsü hastalığına karşı da yüzde 85’e kadar etkili olduğunu gösteriyor.
DÜNYA
Kuran yakan ırkçı siyasetçi Paludan’ı ülkeye almama kararı çıktı

Danimarka ve İsveç vatandaşlığı bulunan aşırı sağcı ve ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan’ın “İngiltere’de Kuran’ı Kerim yakma planı” suya düştü.
Son aylarda provokasyon yaparak Kuran’ı Kerim yakan İskandinav ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan’ın yeni planları suya düştü…
Danimarka ve İsveç vatandaşlığı bulunan aşırı sağcı siyasetçi Paludan İsveç ve Danimarka’da Kuran’ı Kerim yakmış ve bu saldırgan tutum uluslararası kamuoyundan büyük tepki çekmişti.
Türkiye’ye ve Müslümanlara yönelik bir saldırıda bulunan Paludan, geçen hafta İngiltere’ye giderek burada da Ramazan’da Kuran’ı Kerim yakmayı planladığını söylemişti. İngiltere’nin Wakefield bölgesinde çirkin eylem gerçekleştirmeye hazırlandığını söyleyen Paludan’a İngiliz yetkililer geçit vermeme kararı aldı.
Güvenlikten sorumlu devlet bakanı Tom Tugendhat, Avam Kamarası’nda katıldığı oturumda kendisine yöneltilen soruya yanıt vererek Paludan’ın ülkeye girişine izin verilmeyeceğini söyledi.
Tugendhat, “Paludan uyarı işaretleri verdi ve dolayısıyla Birleşik Krallık’a gelmesi kamunun yararı için iyi olmayacaktır. Bu sebeple ülkeye girişine izin verilmeyecektir” dedi.
DÜNYA
11 yıl aradan sonra Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşı Şukri ile Kahire’de görüştü

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 11 yıl aradan sonra resmi temaslarda bulunmak üzere Mısır’ın başkenti Kahire’ye geldi. Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile görüştü.
DÜNYA
İklim krizi hem kuraklığı hem selleri artırıyor

Yeni bir araştırmaya göre, küresel sıcaklıkların rekor seviyelere yükseldiği son 20 yılda hem kuraklık hem seller arttı.
CNN’in haberine göre, NASA’da görevli bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, giderek daha sık, yaygın ve yoğun yaşanan kuraklık ve sellerin, iklim kriziyle bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Araştırmada, iklim krizi hız kazandıkça bu gibi felaketlerin artacağı belirtildi.
Araştırmanın baş yazarı Matthew Rodell, 2002’den 2021’e kadar olan 20 yıllık NASA uydu verilerine bakarak dünyadaki suyla ilgili aşırı olayların boyutunu, süresini ve ciddiyetini analiz etti.
Bilim insanları, rekor sıcaklık eğiliminin başladığı 2015’ten bu yana bu aşırı olayların yoğunluğunun ve sıklığının arttığını ortaya koydu.
Rodell, “Bunun küresel ısınmayla ilgili olabileceğini düşündük çünkü son 7 yılda en yüksek sıcaklıkların kaydedildiğini biliyoruz. Bu olayların dünya çapındaki sıklığı ile yüksek sıcaklıklar arasında önemli bir korelasyon vardı.” dedi.
Çalışmada bu çıkarımın doğruluğundan emin olmak için analizler yaptıklarını belirten Rodell, analizlerin sonucunda iklim krizinin etkilerinin diğer doğal göstergelerden daha güçlü olduğunu bulduklarını söyledi.
Rodell, çalışmanın insanların, küresel sıcaklıktaki her küçük artışın önemli olduğunu ve dünyayı ısıtan kirliliğin yükselişinin dizginlenmesi gerektiğini anlamalarına yardımcı olacağını umduğu aktardı.
Araştırmanın detayları Nature Water dergisinde yayımlandı.
-
GÜNDEM19 saat ago
Maria’nın maskesi düştü…
-
GÜNDEM19 saat ago
Yaz saati uygulaması Pazar günü başlıyor
-
GÜNDEM19 saat ago
Güney Kıbrıs’ın ticari denge açığı 7,101 milyar Euro
-
GÜNDEM19 saat ago
”Fitre Bağışınla Benim Umudum Sen Ol!”
-
GÜNDEM19 saat ago
Erhan Arıklı: Deprem araştırmaları konusunda altyapımızı güçlendireceğiz
-
GÜNDEM19 saat ago
Doğuş Derya, Avrupa Parlamentosu’nda konuşacak
-
GÜNDEM13 saat ago
ARUCAD’da “Deprem Bilgilendirme Semineri ve Deprem Tatbikatı” düzenlendi
-
GÜNDEM13 saat ago
Depremle ilgili ad-hoc komite toplandı