Connect with us

GÜNDEM

Doğuş Derya: Savaş yaşamış ülkenin çocukları olarak savaş istemiyoruz

Published

on

CTP Milletvekili Doğuş Derya, insanların demokrasiyi özlediğini, savaş yaşamış ülkenin çocukları olarak ‘savaş istemediklerini’ ifade ederek, “Ben bu ülkenin geleceği için endişe duyan bir

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Erçin Şahmaran’ın hazırlayıp sunduğu ‘Objektif’ adlı programa katıldı.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yerleşkesi (külliye) projesine yönelik değerlendirmelerde bulunan CTP’li vekil Derya, “Bizim ihtiyacımız külliye mi?’ diye sormak bence bütün vekillerin sorumluluğudur” dedi.

“MECLİS’TEKİ KONUŞMALARIMIN BU KADAR GÜNDEM OLACAĞINI TAHMİN ETMEMİŞTİM”

Meclis Genel Kurulu’nda yapmış olduğu açıklamanın Türkiye basınında geniş bir yer almasına da işaret eden Derya, “Bu konuşmalar, Meclis Genel Kurulu’nda sürekli olarak yaptığımız konuşmalardır. Bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim. Çünkü daha radikal konuşmalarım var” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı 12 civarda saray olduğuna dikkat çeken Derya, “Ağır yoksullaşma derinleşirken, insanlar açlıkla sınanırken bunları dile getirme ihtiyacı doğuyor…” ifadelerini kullandı.

Derya, Meclis’te yaptığı konuşma sonrasında, 2013 yılında nevruz kutlamalarında Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile çekildiği fotoğrafın gündeme gelmesini de değerlendirdi.

Selahhattin Demirtaş ile çektirdiği fotoğrafı PKK ile bağdaştırarak yorumlayanların da olduğunu ifade eden Derya, “Barış süreciydi. AK Parti temsilcileri de vardı. CTP’yi temsilen gönderilmiştim. Bu dalgalar niye yaratılıyor? Asıl soru bu” diye konuştu.

“SOSYAL MEDYA İNSANLARI SİYASİ KAMPLARA BÖLMENİN ARACI OLARAK KULLANILABİLİYOR”

Otokratik rejimlerde, hukuk düzeninin yerini yöneten kişilerin verdiği kararların aldığını ve ifade özgürlüklerinin kısıtlandığını dile getiren Derya, “Otokrasiyi kurumsallaştırılan yerlerde, sosyal medya algı operasyonları yapmanın ve insanları siyasi kamplara bölmenin aracı olarak kullanılabiliyor” dedi.

Derya, insanların demokrasiyi özlediğini, savaş yaşamış ülkenin çocukları olarak ‘savaş istemediklerini’ belirterek, “Elbette ki buna itiraz hakkımızı kullanacağız” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin iç meseleleri ya da başka ülkelerin iç meseleleri ilgili Kıbrıs’ı ilgilendiren bir gelişme olması durumunda fikir üretmesinin en doğal hakkı olduğunu vurgulayan Derya, konuyla ilgili açıklamasını şu ifadeleri kullandı:

“MECLİS’TE ‘KENDİ ÜLKEME SAHİP ÇIKMA’ KONUŞMASI YAPTIM”

“Türkiye’deki hükümet yetkilileri, kendi ülkemize dair sözler söylediğimizde hadsiz gibi kelimelerle ifadelendireceklerse, kendi ülkemize dair söz söylememizi engellemeye çalışmanın kendilerinin hadsizliği olduğunu söylemek bize düşer. Ülke aleyhine bir şey söylediğimiz yok. Türkiye’ye doğrudan bir eleştiri bile yok. Kendi ülkeme sahip çıkma konuşması. Tehdit var ama çok fazla destek ve sahip çıkma var. Ben sahiden bu ülkenin geleceği için endişe duyan bir insanım. Bu ülkede ölmek istiyorum.”

Derya, külliye projesinin iptal edilebilmesi için Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın söz konusu bölgeyi mühürlemesi gerektiğini, fakat şu anda herhangi bir girişim yapılmadığını belirtti.

“İHALEYE BİLE ÇIKILMAMIŞ…”

Külliye projesinin ‘Türkiye’deki bir şirkete iki milyar 479 milyon TL para aktarmanın yolu’ olarak kullanıldığını ifade eden Derya, “İhaleye bile çıkılmamış” dedi.

Derya, Kıbrıslı Türklerin modern ve çağdaş bir dünyada yer almak istediğini, bunun uluslararası hukuka göre ‘federasyon’ ile mümkün olabileceğini belirtti.

Kıbrıs’ta federal yapı fikrinin sadece 10 yıl görüşüldüğünü kaydeden Derya, meselenin Birleşmiş Milletler (BM) zemininden çıkarılmaya çalışıldığını ifade etti.

Derya, KKTC’nin tanınmasının ‘Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği (AB) üyeliği vatandaşlığından vazgeçmesi’ anlamı taşıdığını vurgulayarak, “UBP’liler bile buna hayır der” açıklamasında bulundu.

“BİZİ BUNUN İÇİNDE SIKIŞTIRMAK İSTERLERSE KAPILARI KAPATIRLAR”

KKTC’nin, ülkeye gelen malların Kıbrıslı Rumlara satıldığı transit bir alan haline geldiğini belirten Derya, “Bizi bunun içinde sıkıştırmak isterlerse kapıları kapatırlar” diye konuştu.

CTP Milletvekili Derya, 25 Aralık’ta yapılması planlanan yerel seçimlerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

CTP’nin yerel seçimlere ‘28 belediye ile gidecekmiş gibi’ hazırlandığını söyleyen Derya, “UBP aldığı belediyeleri batırıyor” dedi.

Derya, yerel seçimlerindeki belirsizliğin adayları da belde halkını da olumsuz etkilediğini dile getirerek, “Belediye Reformu’na CTP hiçbir zaman karşı olmadı. Doğru düzgün bir geçiş süreciyle yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Kıbrıs Postası

Advertisement

GÜNDEM

Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.

Komisyon başkanı Fuat Oktay burada basına yaptığı açıklamada, komisyon olarak Kapalı Maraş’ı ziyaret ettiklerini, ancak artık bölgenin yarı açık Maraş olduğunu ifade etti.

Oktay, Maraş’ın döneminde Dünyanın incisi bir şehir olduğunu, 1974 sonrası çözüm düşüncesiyle, iyi niyetle KKTC tarafından kapalı tutulduğunu ama fareler veya korku şehri haline geldiğini kaydetti.

Buranın kapalı kalmasının kimsenin faydasına olmadığını, o yüzden Türkiye Cumhuriyeti olarak vatandaşların hizmetine açılmasına destek verdiklerini ifade eden Oktay, devamı gelirse yine Türkiye olarak yine destek olacaklarını söyledi.

Maraş’ın Vakıf malı olduğunu, ancak bir şekilde işgal hareketi yaşandığını ifade eden Oktay, KKTC’nin bunu bilmesine rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden uzlaşıyla çözüm aradığını anlattı.

Oktay, “Arzumuz buranın bir an önce barışın simgesi olması ve eskisi gibi canlı bir şehre dönüşmesidir” dedi.

Şehir açılınca sadece KKTC vatandaşları değil turistlerin de geldiğine gezdiğine işaret eden Oktay, bu çalışmalara ısrarla devam edilmesini istediklerini söyledi.

Oktay, yürüyüş yapan ve bisiklet süren vatandaşlar ve turistlerle de sohbet etti.

Continue Reading

GÜNDEM

Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi

Published

on

 Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, düzensiz göç ile mücadelede düzensiz göçmenlerin geldiği ülkelerle işbirliğinin artırılmasını ve iltica hakkı bulunmayanların ülkelerine gönderilmesini talep etti.

Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta’nın başkenti Valetta’da açıklamalarda bulunan Miçotakis, bu yıl yaşanan sel ve yangın felaketlerinde Yunanistan’a yardım ulaştıran ülkelere teşekkür etti.

Miçotakis, bu felaketlerin temel nedeni olarak işaret ettiği iklim krizi için “Akdeniz’i diğer bölgelere göre çok daha fazla yoğun şekilde etkiliyor. Bu sadece bir endişe nedeni olmamalı, bir an evvel harekete geçmemiz için de bir neden olmalı.” diye konuştu.

İklim krizine karşı uzun vadeli tedbirlerin yanı sıra, kısa vadede de tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Miçotakis, AB’nin afetler için ayırdığı bütçenin de yetersiz olduğunu kaydetti.

-AB’ye göçte yasal yollar

Miçotakis, düzensiz göç konusunda İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hemfikir olduğunu belirterek “Günün sonunda, AB’ye kimin geleceğini kendi şartlarımızla belirleme ihtiyacımızı ortaya koyduk. Bugün Avrupa’ya kimin gireceğine insan kaçakçıları karar veriyor. Bu değişmeli.” dedi.

Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya geçiş yaptığı ülkelerle daha çok işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Miçotakis, “Geri göndermelere odaklanmalıyız ve iltica hakkı olmayan insanların kendi ülkelerine dönmesini sağlamalıyız.” diye konuştu.

Miçotakis yasal göç yollarına odaklanılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sınırlarımızın korunmasına ağırlık verirken buna karşılık insanlara AB’ye gelip ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmaları için fırsatlar da sunmalıyız. Ancak bizim şartlarımızla ve güvenli şekilde olmalı.”

Savunma veya yeşil enerji gibi konularda stratejik olarak bağımsızlığın sağlanabilmesi için AB olarak daha çok yatırım yapılmasını isteyen Miçotakis birlik içinde uygulanan mali kısıtlamaların bu yatırımlara engel teşkil ettiğini bildirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti

Published

on

 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a çıkardı.

S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü revize etti.

Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B” olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise “politika değişikliği” nedeniyle “negatif”ten “durağan”a çevrildiği bildirildi.

Açıklamada, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve doları düşürme amacıyla politika faizini haziran ayından bu yana 21,5 puan artırarak yüzde 30’a yükselttiği, mali bozulmanın dengelenmesi için bazı dolaylı vergileri uygulamaya koyduğu anımsatıldı.

Yenilenen siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2026’ya kadar yeni ekibin Türkiye ekonomisini dış borçla finanse edilen tüketimden uzaklaştırarak daha dengeli dış ve mali hesaplara, daha kabul edilebilir enflasyon seviyelerine doğru yeniden dengeleyebileceğine inanıldığı belirtilen açıklamada, “durağan” kredi notu görünümünün ortodoks para politikalarının yeniden uygulanmasından dolayı Türkiye’nin kredi itibarına yönelik dengeli riskleri yansıttığı kaydedildi.

Açıklamada, para ve maliye politikalarının etkinliği ve bağımsızlığının artarken, Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle de TCMB’nin net döviz rezervlerinin güçlenmesi halinde görünümün pozitife çevrilebileceği aktarıldı.

Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerine de yer verilen açıklamada, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Continue Reading
Advertisement

Facebook