GÜNDEM
1500 yıllık miras, ziyaretçilerini bekliyor

- Antik Kenti ve Vuni Sarayı’nda, yaklaşık 4 ay süren bakım ve konservasyon çalışmaları tamamlandı ve iki arkeolojik alan da ziyarete açıldı.
İki Toplumlu Kültürel Miras Teknik Komitesi çerçevesinde UNDP’nin teknik, AB’nin mali katkısıyla yapılan çalışmalar yaklaşık 200 bin Euro’ya mal oldu.
Soli Antik Kenti’nde 1500 yıllık, Vuni Sarayı’nda ise 2000 yıllık miras ziyaretçilerini bekliyor.
İki Toplumlu Kültürel Miras Teknik Komitesi Eş Başkanı Ali Tuncay, komite çerçevesinde UNDP’nin teknik, AB’nin mali katkısıyla yapılan çalışmaların yaklaşık 4 ay sürdüğünü kaydetti.
Çalışmalarda 8 uzman elemanın çalıştığını ifade eden Tuncay, 20’ye yakın işçinin de uzmanlara katkıda bulunduğunu söyledi.
Soli Bazilikası’nda acil bakım çalışmaları çerçevesinde mozaiklerin ve zeminin stabilizasyonu, kalıntı duvarların güçlendirilmesi ve yağmur suyu yönetimi yapıldığını kaydeden Ali Tuncay, Soli Tiyatrosu ve Vuni Sarayı’nda ise bitki örtüsü temizliği yapılarak, duvarların sağlamlaştırıldığını belirtti. Tuncay, çalışmaların maliyetinin yaklaşık 200 bin Euro olduğunu ifade etti.
“Kültürel zenginliğimiz, sahip çıkmamız gerekir” diyen Ali Tuncay, bundan sonra beklentilerinin ilgili kurumların, bu eserlerin sürdürülebilir bakımı için gerekli personel ve kaynak ayırması olduğunu söyledi.
“Eserlerin, bakımı yapılmazsa birkaç yıl sonra eski haline dönmeleri kaçınılmazdır” diye konuşan Ali Tuncay, sürdürülebilir bakım konusunda gerekli önlemlerin alınmasının önemini vurguladı.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Nazım Ced de, göreve geldiği dönemde gündemde olan çalışmayla ilgili Komite Eş Başkanı Ali Tuncay ile görüşmelere başladıklarını ve süreci hızlandırdıklarını kaydetti.
İş birliği içerisinde çok güzel bir çalışma yapıldığını anlatan Ced, kış ayında bu çalışmanın yapılmasının mümkün olmadığını bu nedenle yaz sezonunda Soli ve Vuni’yi bölüm bölüm kapatarak, çalışmanın önünü açtıklarını söyledi.
Çalışmayla birlikte mozaiklerin açığa çıktığını dile getiren Ced, “Görevde bulunduğum süre içerisinde bölgeme bir katkım olduysa ne mutlu bana…” diye konuştu.
Soli Antik Kenti ve Vuni Sarayı’nın sadece hafta içi değil, hafta sonu da ziyaret edilebileceğine dikkat çeken Nazım Ced, istihdam ve rotasyon usulü çalışma şekliyle bunun düzenlendiğini söyledi. Ced şöyle devam etti:
“Göreve geldiğim dönemde bunun çok sorununu yaşadım. Özellikle sosyal medyada çok eleştiri aldık. İnsanlar haklı olarak bizi eleştirdi çünkü hafta sonu turist gider kapalıydı.”
Soli Antik Kenti ve Vuni Sarayı’nın kış mesaisi döneminde hafta içi ve hafta sonu 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebileceğini dile getiren Ced, KKTC vatandaşlarına pazar günleri müze ve ören yerlerini ziyaretin ücretsiz olduğunu belirtti. Ced, malul gaziler, emekliler ve 65 yaş üzeri vatandaşlara ise müze ve ören yerlerini ziyaretin her gün için ücretsiz olduğunu dile getirdi.
Bu eserlerin periyodik dönemlerde bakımının yapılması gerektiğini ifade eden Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Ced, Soli ve Vuni’nin çalışmaları sırasında görev alan firmanın bölgeden gençleri o süreç içerisinde istihdam ettiğini dile getirdi.
“O çalışan çocuklar içerisinde birkaç tane çok yetenekli çocuk var. İşi bayağı güzel öğrendiler. Onları imkan olsa bünyemize alabilsek bakımları sürekli yapılmış olacak” diyen Ced, bunun dışında periyodik olarak belli bir dönem sonra projelendirip, bakımların yapılacağını ifade etti.
Müdürlük makamında kim oturursa oturursun asli görevlerinin kültürel mirası korumak olduğunu vurgulayan Nazım Ced, şu anda UNDP’nin desteğiyle Canbulat sur duvarlarının da restorasyonunun yapıldığını kaydetti.
Lefke’de bulunan Venedik Su Kemeri’nin de Kültürel Miras Teknik Komitesi ile istişare edilerek, programa konulduğunu ifade eden Ced, “Çok yakın bir dönemde inşallah onun da restorasyon çalışmaları başlayacak” dedi.
Bölgesine ve ülkesine bir şey katma derdinde olan bir kişi olduğunu dile getiren Nazım Ced, “Elimden geldiği kadar ilgili birimleri, ilgili kurumları koordine ederek, zorlayarak, bir şeyler yapmaya çalışırım imkanlar dahilinde” şeklinde konuştu.
Ülkedeki tarihi eserlere ilginin büyük olduğunu belirten Nazım Ced, “Maalesef imkan olarak yetersizliklerimiz var. Çok daha güzel imkanlar sunabiliriz. Bu tip projeler var kafamda, lakin her şey gelir maddiyata dayanır. İş maddi boyuta geldiğinde tıkanma noktasına geliriz” dedi.
Dairenin geçmişte fonu olduğunu ve kendi bünyesinde bakım çalışmalarının yapıldığını anlatan Ced, uzun yıllardır bu fonun Maliye’ye aktarıldığını ve sürecin kendileri için zorlaştığını kaydetti.
Sosyal medyada sürekli eleştiri yapılmasının kendisini üzdüğünü dile getiren Ced, çok fazla sayıda temizlik işçisine ihtiyaçları olmasına rağmen ellerinde eleman olmadığını söyledi. Güzelyurt’ta bu işleri yapan bir kişi olduğunu onun da emekliye çıktığını anlatan Nazım Ced, “Otların temizlenmesi lazım. Ot temizliği için ben Maliye’den para alamıyorum” diye konuştu.
Vatandaşların müze ve ören yerlerini ziyaret etmesi çağrısında bulunan Nazım Ced, Soli Antik Kenti ve Vuni Sarayı’nda yapılan çalışmanın çok büyük bir çalışma olduğunu söyledi.
Lefke Turizm Derneği Asbaşkanı Hasan Karlıtaş ise, projenin, batı bölgesinde bu çapta bu bütçeyle yapılan ilk ciddi proje olduğunu belirterek, hem Soli hem de Vuni Sarayı’nın bu kapsamda bakım ve konservasyon çalışmalarının yapıldığını kaydetti.
Hasan Karlıtaş, Soli’deki çalışmalarda, zengin taban mozaikleri ile bilinen Soli Bazilikası, Soli Tiyatrosu, Roma döneminden kalan pazar yeri olan Agora ve Roma Evleri olmak üzere 4 bölümün turizme kazandırıldığını belirtti.
Bundan sonra önemli olanın eserleri korumak ve sürdürülebilir anlamda kullanmak olduğunu vurgulayan Karlıtaş, Soli’nin Kıbrıs tarihine bakıldığında çok önemli bir nokta olduğunu kaydetti. Soli’nin tarihçesinden bahseden Hasan Karlıtaş, günümüze ulaşan kısımlarının önemli bir bölümünün Roma döneminden kalma olduğunu söyledi.
Soli’nin Kıbrıs’ın eski antik şehir krallıklarından bir tanesi olduğunu ifade eden Hasan Karlıtaş, limana, verimli topraklara, bol su kaynaklarına yakın olması ve etrafındaki bakır maden yataklarından dolayı çok zengin bir şehir olduğunu belirtti.
2005-2006’lı yıllarda Soli Antik Kenti’nden çıkarılan iki tane altın taç, kolye, bilezik, yüzük gibi altın eserlerin Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’nde sergilendiğini ifade eden Karlıtaş, Afrodit Heykeli’nin de buradan çıkarıldığına vurgu yaptı.
Soli Antik Kenti’nin kurtarma kazılarında çok zengin buluntular veren bir şehir olduğunu kaydeden Hasan Karlıtaş, antik kentin ülkenin ve bölgenin en fazla ziyaretçi çeken yerlerinden biri olduğunu söyledi.
1999 yılında Soli Antik Kenti’ne Türkiye Cumhuriyeti’nin katkılarıyla çatı yapıldığını, 2005 yılında kurtarma kazıları gerçekleştirildiğini, 2008 yılında ise başka bir projeyle yürüyüş yolu kazandırıldığını anlatan Karlıtaş, dernek adına, son yapılan çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti.
Tiyatroda kültürel etkinliklerin yapılması ve yaşayan bir mekan olması temennisini dile getiren Karlıtaş, Salamis Harabelerini örnek göstererek, ortamı bozmadan, tarihi dokuyu koruyarak, faaliyetlerin yapılmasının halkın da bütünleşmesi anlamında önemli olduğunu kaydetti.
-“Soli’nin sadece yüzde 10-15’lik bir alanı kazıldı”
Soli’nin sadece yüzde 10-15’lik bir alanının kazıldığına işaret eden Karlıtaş, bir rehber olarak hayalinin, kazılmayan yerlerin de kazılması olduğunu dile getirerek, “Hayalim, toprak altındaki zenginliklerin, tarihin gizeminin, geçmişin ayak seslerinin kazıldıktan sonra görülebilir olması…” diye konuştu.
Soli’nin çok büyük bir alan olduğunu ifade eden Karlıtaş, kazıların devam etmesi durumunda bunun çok heyecan verici bir arkeolojik bir çalışma olabileceğini söyledi.
Bölgeye ilginin dönemsel olduğuna işaret eden Karlıtaş, batı bölgesinin turizm anlamında en az yatak sayısına sahip bölge olduğunu belirterek, Soli Antik Kenti’ne, günlük turlarla, acenteler eşliğinde gelen yabancı misafirler olduğunu, bunun yanında yerli turistlerin de kenti ziyaret ettiğini söyledi.
Vatandaşlara ülkenin tarihi müze ve ören yerlerini ziyaret etme çağrısı yapan Lefke Turizm Derneği Asbaşkanı Karlıtaş, “Şanslı bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemiz küçük ama tarihi çok zengin. Bu tarihi zenginlikleri görüp, keşfedelim çünkü bu zenginlikler geçmişten gelen bir mirastır. Onları koruyarak, geleceğe taşımak bizim toplumsal sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
GÜNDEM
Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”

Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, Kapalı Maraş’ı ziyaret etti.
Komisyon başkanı Fuat Oktay burada basına yaptığı açıklamada, komisyon olarak Kapalı Maraş’ı ziyaret ettiklerini, ancak artık bölgenin yarı açık Maraş olduğunu ifade etti.
Oktay, Maraş’ın döneminde Dünyanın incisi bir şehir olduğunu, 1974 sonrası çözüm düşüncesiyle, iyi niyetle KKTC tarafından kapalı tutulduğunu ama fareler veya korku şehri haline geldiğini kaydetti.
Maraş’ın Vakıf malı olduğunu, ancak bir şekilde işgal hareketi yaşandığını ifade eden Oktay, KKTC’nin bunu bilmesine rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden uzlaşıyla çözüm aradığını anlattı.
Oktay, “Arzumuz buranın bir an önce barışın simgesi olması ve eskisi gibi canlı bir şehre dönüşmesidir” dedi.
Şehir açılınca sadece KKTC vatandaşları değil turistlerin de geldiğine gezdiğine işaret eden Oktay, bu çalışmalara ısrarla devam edilmesini istediklerini söyledi.
Oktay, yürüyüş yapan ve bisiklet süren vatandaşlar ve turistlerle de sohbet etti.
GÜNDEM
Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, düzensiz göç ile mücadelede düzensiz göçmenlerin geldiği ülkelerle işbirliğinin artırılmasını ve iltica hakkı bulunmayanların ülkelerine gönderilmesini talep etti.
Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta’nın başkenti Valetta’da açıklamalarda bulunan Miçotakis, bu yıl yaşanan sel ve yangın felaketlerinde Yunanistan’a yardım ulaştıran ülkelere teşekkür etti.
Miçotakis, bu felaketlerin temel nedeni olarak işaret ettiği iklim krizi için “Akdeniz’i diğer bölgelere göre çok daha fazla yoğun şekilde etkiliyor. Bu sadece bir endişe nedeni olmamalı, bir an evvel harekete geçmemiz için de bir neden olmalı.” diye konuştu.
İklim krizine karşı uzun vadeli tedbirlerin yanı sıra, kısa vadede de tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Miçotakis, AB’nin afetler için ayırdığı bütçenin de yetersiz olduğunu kaydetti.
Miçotakis, düzensiz göç konusunda İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hemfikir olduğunu belirterek “Günün sonunda, AB’ye kimin geleceğini kendi şartlarımızla belirleme ihtiyacımızı ortaya koyduk. Bugün Avrupa’ya kimin gireceğine insan kaçakçıları karar veriyor. Bu değişmeli.” dedi.
Düzensiz göçmenlerin Avrupa’ya geçiş yaptığı ülkelerle daha çok işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Miçotakis, “Geri göndermelere odaklanmalıyız ve iltica hakkı olmayan insanların kendi ülkelerine dönmesini sağlamalıyız.” diye konuştu.
Miçotakis yasal göç yollarına odaklanılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sınırlarımızın korunmasına ağırlık verirken buna karşılık insanlara AB’ye gelip ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmaları için fırsatlar da sunmalıyız. Ancak bizim şartlarımızla ve güvenli şekilde olmalı.”
Savunma veya yeşil enerji gibi konularda stratejik olarak bağımsızlığın sağlanabilmesi için AB olarak daha çok yatırım yapılmasını isteyen Miçotakis birlik içinde uygulanan mali kısıtlamaların bu yatırımlara engel teşkil ettiğini bildirdi.
GÜNDEM
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a çıkardı.
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü revize etti.
Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B” olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise “politika değişikliği” nedeniyle “negatif”ten “durağan”a çevrildiği bildirildi.
Yenilenen siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2026’ya kadar yeni ekibin Türkiye ekonomisini dış borçla finanse edilen tüketimden uzaklaştırarak daha dengeli dış ve mali hesaplara, daha kabul edilebilir enflasyon seviyelerine doğru yeniden dengeleyebileceğine inanıldığı belirtilen açıklamada, “durağan” kredi notu görünümünün ortodoks para politikalarının yeniden uygulanmasından dolayı Türkiye’nin kredi itibarına yönelik dengeli riskleri yansıttığı kaydedildi.
Açıklamada, para ve maliye politikalarının etkinliği ve bağımsızlığının artarken, Türkiye’nin ödemeler dengesi pozisyonunun, özellikle de TCMB’nin net döviz rezervlerinin güçlenmesi halinde görünümün pozitife çevrilebileceği aktarıldı.
Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerine de yer verilen açıklamada, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve gelecek yıl yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
-
GÜNDEM17 saat ago
Lefkoşa’da çöpte çok sayıda ilaç
-
GÜNDEM17 saat ago
Yağmurlu hava geliyor
-
GÜNDEM17 saat ago
S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü yükseltti
-
GÜNDEM17 saat ago
Miçotakis iltica hakkı olmayan göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini istedi
-
GÜNDEM17 saat ago
Oktay: “Bölge artık yarı açık Maraş”